Category: Tedaviler

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Az Gören Rehabilitasyonu

AZ GÖREN REHABİLİTASYONU

Ergoterapi’de Az Gören Nedir?

Görme gücünün (görme keskinliği veya görme alanı) gözlük, kontakt lens gibi bilinen yöntemlerle, ilaç tedavisi ya da ameliyatla fonksiyonel görme ya da yeterli düzeye ulaştırılamadığı durumlara; kısıtlamanın derecesine göre körlük veya az görme denir.

Görme fonksiyonu diğer tüm duyular gibi bireyin fiziksel ve sosyal çevresi ile bağ kurma ve duyu girdisi sağlamada oldukça önemlidir. Az gören bireyler, fonksiyonel görmedeki yetersizliğe bağlı olarak etraflarındaki cisimleri görme ve algılamada sorun yaşarlar. Bu nedenle çevreden yetersiz bilgi alırlar. Gelişim sırasında zayıf görsel bilgiler, bireyin hafızasında depolanır.

Az gören bireylerin iyi bir görsel hafıza deposu olsa da yetersiz bilgiden dolayı onu kullanabilme becerileri de kısıtlı kalır. Işık, renk, kontrast ve derinlik algısındaki değişiklikler bireyin günlük yaşamındaki tüm performans alanlarını (kendine bakım, serbest zaman, üretici aktivitelerde), bireyin hareket etme becerilerini kısıtlayarak toplumsal katılımını olumsuz etkileyebilir.

Görme Azalması Neden Olur?

Az gören grubunda; herhangi bir nedenle doğuştan, kalıtsal, kaza veya hastalanarak görme fonksiyonu kısıtlanmış kişiler bulunur.

Az Gören Rehabilitasyonunda Amaç Nelerdir?

Az Gören Rehabilitasyonu’nda amaç kişinin geride kalan az görmesini etkin kullanabilme becerilerini geliştirmektir. Beceriler, aktiviteler yoluyla geliştirilir. Aktiviteler kişiye özel ve benzersizdir. Küçük çocuklar harekete yönelik aktivite eğitimlerinde hoşnutluk ve keyif ararlar. Okul çağı çocuklarının beklentileri üretkenliğe yöneliktir. Erişkin ve çocuklarda aktivite eğitimini ilgi çekici kılabilmek ve aktif katılım sağlayabilmek için bireylerin kişilik özelliklerini dikkate almak gerekir.

Az Gören Tedavisinde Hangi Yöntemler Kullanılır?

Az Gören Rehabilitasyonu’nda ergoterapi yaklaşımları görsel bilişsel fonksiyonların (görsel dikkat, görsel hafıza, görsel ayrım, tanıma, eşleştirme, sıralama/sınıflandırma, İlişkilendirme) değerlendirilmesi sonucunda planlanmalıdır.

Az Gören Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?

Renk zıtlığı, aydınlatma, mobilyalar, objelerin büyüklük ve uzaklıklarının ayarlanması ve hareket alanındaki engellerin ortadan kaldırılması, görsel bilişsel fonksiyonlar, aktivitelerin düzenlenmesi müdahale programında dikkate alınması gereken konulardır.

Az gören bireyler fonksiyonel olarak kullanabilecekleri görme düzeylerine sahiptirler. Çok iyi planlanmış rehabilitasyon programı ile az gören bireyler için yardımcı teknoloji ya da az görenlere yardımcı teknoloji olmaksızın mevcut potansiyelin kullanımı sağlanabilir.

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Sosyal Beceri Eğitimi

SOSYAL BECERİ EĞİTİMİ

Sosyal Beceri Eğitimi Neleri Kapsar?

Sosyal yeterlilik, üç boyutlu bir yapıda incelenir: Sosyal uyum, sosyal performans ve sosyal beceri. 

Sosyal yeterlilik; ortama ve yaşa göre değişen sosyal becerilerin tümüdür. Bu beceriler; özgüven, gözle iletişim, konuşma süresinin uygunluğu ve Sosyal vurgulama gibi parametrelere bağlı davranış birliğinin arttırılmasıyla ilişkilidir. 

Sosyal yeterlilik kişilerin çevreleri ile etkileşimini ve uyumunu doğrudan ilgilendiren becerileri de kapsar. Bu becerilerdeki sınırlılıklar, kişilerin akran ilişkilerini geliştirmede sınırlılığa, akademik alanlarda akranlarıyla aynı düzeydeki başarıyı yakalayamamalarına ve ilerleyen yaşlarda çevresinde bulunan kişilere bağımlı olarak yaşamalarına yol açar.

İnsan sosyal bir varlık olduğu için bir arada yaşama eğilimi gösterir. Ancak bu “bir arada yaşama” bazı kişiler için kolayca gerçekleştirilebilir ve başarılı olunabiliniyorken, bazı kişiler ise bunu kolayca başaramaz; “beceriksiz”, “sıkılgan”, “utangaç”, “çekingen”, “ürkek”, “tutuk”, “sosyal fobik” olarak nitelenirler.

Sosyal Beceri Eğitimi Kimlere Uygulanır?

  • Fiziksel, ruhsal, bilişsel, psikolojik fonksiyonlarının en az birinden etkilenen bireyler
  • Yaşıtlarıyla iletişim, oyun oynama, uyum problemi yaşayan çocuklar
  • Sosyal normlara ve rollerine uyum sağlamakta zorlanan çocuklar
  • Otizm spektrum bozukluğuna sahip çocuklar
  • Down Sendromlu bireyler
  • Serebral Palsili bireyler
  • Gelişim geriliğine sahip çocuklar
  • Duygu/durum bozukluğu yaşayan bireyler (öfke kontrolü, saldırganlık, içine kapanıklık)
  • Psikiyatrik bozukluğu olan bireyler (şizofren, bipolar bozukluk…)

Sosyal Beceri Eğitimi Neleri Kapsamaktadır?

Sosyal ilgi (başkalarına ilgi duymak), sosyal açıdan kendine yetebilme duygusu, empati becerileri, gözlenebilir sosyal davranışlardaki performanslar, iletişim becerileri, grupla oyun oynama, problem çözme, öfke kontrolünü sağlama becerileri, grup aktivitelerine katılım, günlük yaşam aktivitelerindeki performans, çıkarsama yeteneği, irade-motivasyon desteği, bilişsel, duyuşsal ve/veya davranışsal işlev görme örüntülerinde ortaya çıkan kişilik özelliğini desteklemeyi kapsar.

Sosyal beceri eğitiminde ergoterapistler kişinin bireysel ve toplumsal özelliklerini göz önüne alır.

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Snoezelen Tedavisi

SNOEZELEN TERAPİSİ

Snoezelen Terapisi Nedir?

Snoezelen terapisi, her yaş ve gelişime uygun çoklu duyusal ortamlar aracılığıyla, hoş çevresi, rahatlatıcı sesleri, büyüleyici aromaları, dokunsal deneyimlerini, masaj ve titreşimi, vibrosonik hisleri ve yumuşak hareketi içeren rahat bir atmosfer sunar. İlginç ışık efektleri ve konforlu oturma düzeni, kişinin duyuları seçerek kendini düzenlemesini sağlar. Dahası, Snoezelen ortamı iletişim-etkileşim ve katılım için fırsatlar sunar.

Snoezelen Terapisi Kimlere Uygulanır?

1. Prematüreler ve Erken Dönem İçin Snoezelen

Doğduğumuz andan itibaren, etrafımızdaki dünyadan sürekli olarak çok çeşitli duyusal bilgileri deneyimleriz; sesli, görsel, dokunsal, koku alma, tat verme, vestibüler ve propriyoseptif ve interoceptif. Bilgiler periferik sinir sistemimizden, merkezi sinir sistemimize beslenir ve sonra girdilere bir cevap düzenleriz. Kısacası, bu farklı uyaranlara nasıl tepki vereceğimizi öğrenmek zorundayız. Yanıt vermeyi nasıl seçtiğimiz önceki deneyimlerimize bağlı olacaktır.

Duyusal oyun sadece eğlenceli değil, aynı zamanda erken insani gelişimin temel bir parçasıdır. Uyarıcılara ne kadar çok maruz kalırsa, beyindeki sinir yolları o kadar fazla yerleşmiş olur ve cevabımız genellikle daha verimli hale gelir.

2.Davranış Değişikliği İçin Snoezelen

İnsanlar yaşam değişiklikleri yaşar ve başa çıkmakta zorlanırlarsa, olumsuz düşünceler gelişebilir ve duygular toplumun başa çıkması ve anlaması zor bulduğu şekillerde gösterilebilir / ifade edilebilir. Kişilerin çiğnenip yemek yemeyi, tükürmeyi, çığlık atmayı ve bağırmayı, vurmayı ve küfretmeyi içeren birçok zor davranış vardır. 

Snoezelen terapisi ile yaşam değişikliklerini tecrübe ettiklerinde ve başa çıkmalarını zor bulduğunda, olumsuz düşünceler inşa edebilir ve duygu toplumun başa çıkmakta zorlanabileceği ve anlayabileceği şekillerde gösterilebilir.

3. Snoezelen ve Ergoterapi

Ergoterapi, insanların yaşamlarında yapmak istedikleri veya yapmaları gereken şeyleri yapmalarını sağlamak üzerine yoğunlaşan bir meslektir. Bilişsel yetenek ve fiziksel işlevsellik seviyesinin yanı sıra, bireye ait angajman yöntemlerini tanımlamanın yanı sıra, etkili bakım hizmeti planlayan ve sağlayan klinisyenlerin temel bir unsurudur.

Snoezelen Multi-Sensory Ortamları (aynı zamanda ‘duyusal odalar’ olarak da bilinir), kullanıcıya etkileşimli, görsel, kokulu ve etkileşimli aktiviteler sunan, etkileşimli ve etkileşimli bir alan sunar. Pek çok duyusal, bilişsel, ince motor ve kaba motor beceri seviyesi için uygun aktiviteler sağlamak üzere kolaylıkla derecelendirilebilir. 

4. Öğrenme Güçlüğü İçin Snoezelen

Bu destek alanı oldukça karmaşık olabilir. Kişiler, yaşamı nasıl yaşadıklarını, karşılaştıkları zorlukları ve ihtiyaç duydukları destek düzeyini etkileyen çok çeşitli ihtiyaçlara ve farklı tanılara sahip olabilir. Bu çok özel ihtiyaçların birleşimi biliş ve/ya fiziksel işleyişi etkileyebilir. 

Çoklu Duyusal Ortamlar (MSE’ler), terapötik, eğitici veya sakinleşmek, yatıştırmak veya duyusal ekipmanı kullanmaya odaklanmış olsun olmasın, bir müdahaleyi hızlıca ve kolayca karşılamak için çeşitli müdahalelerin düzenlenebileceği bir alan sağlayabilir. canlandırmak. Nesne tanıma ve bağlam, ayrıca aşağıdaki yönlendirme ve sıralama etkinlikleri, örneğin amaçlı hedefler olabilir.

5. Ruh Sağlığı İçin Snoezelen

Etrafımızdaki şeyleri hem olumlu hem de olumsuz olarak değiştiririz ve ne olacağının kontrolünü veya sorumluluğunu her zaman sorumlu değiliz. Bu şeylerin nasıl yaşadığımız ve nasıl hissettiğimiz üzerinde büyük bir etkisi olabilir. Hastalık yaşamak, ani veya uzun süreli travma, sevdiklerinizin kaybı, fonksiyonel kabiliyetin uzaması veya kısıtlanması, rol, istihdam veya ev düşünme düşüncelerini, duyguları derinden etkileyebilir ve davranışlarımız yeni durumla başa çıkmaya çalışırken değişebilir.

Multi-Duyusal Ortamlar (MSE’ler), müşterinizin tamamen rahatlaması ve tedavi edici müdahalelere karşı duyarlı olması için güvenli bir alan yaratmak üzere tamamen kişiselleştirilebilir. Snoezelen odaları, müşterinin veya terapistin (veya her ikisinin) birinin tehdit altında hissetmediği, kendilerini güvende ve sakin hissedebileceği sürükleyici ortamlar yaratmasını mümkün kılar.

6. Oti̇zm İçin Snoezelen

Snoezelen Multi-Duyusal Ortamları, Sağlık ve Sosyal Bakım profesyonellerinin değerlendirme ve müdahalelerde bulunabileceği uygun, derecelendirilebilir ve güvenli bir ortam sağlar. Tedavi ve bakım bireysel ihtiyaçları ve tercihleri ​​göz önünde bulundurmalıdır, ancak birey tedaviye cevap verirken veya yanıt verirken değişen ihtiyaçlara cevap verebilecek kadar esnek olmalıdır. 

Otizmli bireyleri desteklemeye ve onlara bakmaya gelince, fiziksel çevre herhangi bir tedavi planının hayati bir bileşenidir.

Otizm için Snoezelen Multi-Sensory odaları, kullanıcı brifinglerine ve özelliklerine göre ayrı ayrı tasarlanmıştır. Tüm ortam uyarlanabilir ve odalar kişiselleştirilebilir, derecelendirilebilir ve bireyin ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir. Anlamlı sesler, ışıklandırma, videolar ve ürünler kullanıcının çıkarlarına veya belirli öğrenme hedeflerine göre düzenlenebilir.

7. Beyi̇n Hasarı İçi̇n Snoezelen

Edinilmiş beyin hasarı ve diğer nörolojik durumlar, özellikle ani bir olayın sonucuysa, ilgili kişiye ve ailelerine, arkadaşlarına ve sevdiklerine zarar verebilir. Çok-Duyusal Ortamlar, belki de başlangıçta klinik müdahaleler için çok açık bir seçim olmasa da, bir kişinin fiziksel ve / veya bilişsel rehabilitasyon yolculuğuna yardımcı olabilecek ekipmanları içerecek şekilde tasarlanabilir.

Temel olarak, odanın kapsayıcılık için tasarlanması, hareketlilik gereksiniminden bağımsız olarak herkesin yürüme çerçevesi, tekerlekli sandalye kullanma veya mobil ya da tavan raylı kaldırma platformları üzerinden transfer gerektirme gibi çeşitli etkinliklere erişebilmesi ve bunları yürütebilmesi için sağlanması gerekir. Bu müşteri grubunun ihtiyaçlarına etkili bir şekilde hizmet etmek için amaca uygun tasarım ve planlama yapılması gerekmektedir.

8. Yaşlılar İçin Snoezelen

Demans terimi, Alzheimer hastalığı, vasküler demans ve Lewy gövdeli demans gibi beyni etkileyen ilerleyici bozuklukları ifade eder. Bu koşullar, düşünme, ruh hali, davranış ve günlük aktivitede ve eğlencede yer alma becerisi ile ilgili problemler sunar. Uygun bir aktivite yapılmazsa ve bunama ile yaşayan insanların yapacak hiçbir şeyleri yoksa, gittikçe izole edilmiş, sinirli, sıkılmış ve mutsuz olabilirler.

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Kas Hastalıklarında Ergoterapi

KAS HASTALIKLARINDA ERGOTERAPİ

Kas Hastalıkları nedir?

Kas hastalıkları vücudun hareket etmesine yardımcı olan kasların kendine ait rahatsızlıklarıdır. Kas dokularının aralarında olan kas hücrelerinin yapı taşlarını veya işleyişini bozmakta ve faaliyetlerini de büyük oranda etkilemektedir. Bebeklikten çocukluk evresine, ergenlik, erişkinlik ve yaşlılığa kadar hayatın her evresinde her yaşta bireyde görülebilen yaygın bir hastalık türüdür. 

Kas Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir?

Oldukça yaygın görülen ve bireyi normal aktivitelerini yapmaktan alıkoyan kas hastalıklarının belirtileri şunlardır:

  • Kalça ve çevresinde bulunan kaslar ortaya çıkacağından yürüme bozuklukları
  • Kalkma ve yürümede zorluk çekme
  • Küçük yaşlarda kas hastalığı ortaya çıkan çocuklar yürürken veya merdiven çıkarken sürekli kucağa alınmak ister
  • Ergenlik döneminde yaşıtlarından geri kalma, yürümede değişme ve hareketlerinde farklılıklar görülür
  • Omur ve çevresindeki kaslar tutulma yapacağından kolları kaldırmada, uzatmada ve hareket ettirmede güçlük yaşanır
  • El ve ayaklar etkilenirse, yürürken takılma ve düşme (buna bağlı ayakkabıların çabuk eskimesi), el ile ince işleri yapamayacak durum gözlenir
  • Nadir de olsa göz kapakları giderek aşağıya düşer, göz harekeleri kısıtlanabilir
  • Yutma veya solunum kaslarında tutulma yaşanır
  • Sık düşme, çabuk yorulma
  • Kasları tutan hastalıklar 

Kas Hastalıkları Kimlerde Görülür?

Kaslardaki anormallik sonucu, hafif belirtiler veren tipleri yanı sıra, şiddeti yüksek bir özre yol açan ve yaşam süresini azaltabilen çeşitleri de vardır:

  • Musküler Distrofiler (Duchenne, Becker, FasioSkapuloHumeral, Limb-Girdle, Distal, Emery-Dreifuss)
  • Konjenital Musküler Distrofiler
  • Miyopatiler
  • Miyotoniler
  • Dermatomiyozit-Polimiyozit

Kas Hastalıklarında Ergoterapinin Amaçları Nelerdir?

Kas hastalıklarında rehabilitasyon yaklaşımlarının amacı, çocuğun ve ailesinin yaşam kalitesini yükselterek aktivitelere bağımsız bir şekilde katılımını sağlamaktır. Buna yönelik olarak yapılan uygulamaların amacı şöyledir:

  • Kas kuvvetinin korunmasını sağlamak veya kuvvet kaybını geciktirmek
  • Hastalığın farklı dönemlerinde eklemi desteklemek, korumak, fonksiyonu artırmak amacıyla uygun araç, gereç ve cihazlardan yararlanmak
  • Yorgunlukla baş etme yöntemlerini öğretmek
  • Eklem ve enerji koruma yöntemlerini öğretmek
  • Fonksiyonel kapasiteyi artırarak günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlığı sağlamak
  • Ev rehabilitasyonu ile bireyin daha emniyetli ve daha az enerji sarf edeceği yaşam alanı sağlanır

Koruyucu rehabi̇li̇tasyon yaklaşımlarıyla varolan fonksi̇yonel kapasi̇te daha uzun süre korunmaya çalışılır.

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Yutma Bozuklukları ve Rehabilitasyonu

Yutma rehabilitasyonu; kas iskelet gibi fiziksel problemlerin yanında duyusal algısal ve davranışsal problemleri de ele alan oral-motor kasların güç koordinasyon farkındalık ve hareketliliğini  geliştiren bir tedavi  dalıdır. Bağımsız yemek yeme, emme, yutma, çiğneme gibi oral-motor becerilerin gelişimi için; yüz ve ağız masajları, dil, çene, dudak egzersizleri, oral motor egzersizleri ve aktiviteleri, ağız içi duyusal uygulamaları kullanılır.

İnsanın en temel gereksinimlerinden biri yutma fonksiyonu ile gerçekleşen beslenmedir. İnsan gelişiminin tüm alanlarında olduğu gibi; yutma fonksiyonunda gelişim basamakları vardır. Çocukların oral-motor ve yutma becerileri yaşamın ilk iki yılı boyunca sıvıların emilmesi ve yumuşak yiyeceklerin kaşıktan alınmasından oluşurken daha sonraları oral hareketlerin artması ve değişik yiyecek kıvamların tüketilmesi ile çiğneme becerisi gelişir. Oral motor hareketler yüz, ağız ve boğazda bulunan birçok kasın koordinasyonlu çalışması ile yutma ve konuşma fonksiyonlarını mümkün kılar. Oral motor gelişim basamaklarından olan çiğneme en son gelişen yutma becerisi basamağıdır. Konuşmayı ve ağız fonksiyonlarını şekillendirmek için ağız kaslarına oromotor egzersiz ve aktiviteleri uygulanır.

Oral motor problemlerin bir kısmı da motor planlama ile ilişkilidir. Motor planlama hem kaba motor hareketlerin hem de ince motor hareketlerin ve oral motor hareketlerin planlamasını içerir. Çocuğun ağız farkındalığı gelişmedikçe motor planlaması de iyi gelişmez.

Beslenme ve yutma bozuklukları duyusal fonksiyonların bozulması nedeniyle çocuğun yemeği reddetmesi, direnç göstermesi, ağızdan alınan gıda miktarının azalması , yaşla uyumlu yutma ve beslenme becerilerinin gelişmemiş olması gibi çeşitli biçimlerde ve düzeylerde meydana gelir

Yutma problemlerinin gözlemlendiği hastalıklar:

  • Ağız ve akciğer suctioning, intübasyon ve nazal gastrit gibi erken dönem deneyimleri. Doğumda medikal problemi olan yeni doğanlar orofarangiyel alanda tahribat yaratan prosedürlere maruz kalırlar
  • Uzun süre ağızdan beslenmeme; Oral uyarı ağız içinde ve çevresindeki duyusal sürecin gelişmesi için çok önemli bir gelişimsel periyottur. Oral deneyimin kaybı duyusal defansta en kolay baş edilebilir tip olabilir.
  • Duyu yollarını direkt etkileyen nörolojik bozukluk ; Nörolojik immatürinfantlar, serebralpalsi, otizm, down sendromu
  • Gelişim geriliği
  • Hemipleji
  • Yarık damak ve dudak

En sık karşılaşılan oral motor problemler;

  • Dil lateralizasyon yokluğu
  • Salya kontrolünde azalma
  • Artmış öğürme refleksi
  • Oral motor koordinasyon eksikliği
  • Yutma işlevinin fonksiyonel motor bozukluğu
  • Sıvı ve katı besinleri lokma haline getirmede güçlükler
  • Emme çiğneme ve dil hareketlerindeki anormal refleksler
  • Zayıf emme
  • Sürekli dil itme
  • Hiperaktif öğürme refleksi
  • Tam olmayan dudak kapanması
  • Öğürme öksürük ve tıkanma
  • Aspirasyon
  • Oral geçiş süresinde uzama

Oral-motor problemler subjektif ve objektif değerlendirme yöntemleri ile elde edilen bulgular doğrultusunda kişiye özel rehabilitasyon programları ile tedavi edilir. Bağımsız yemek yeme emme yutma çiğneme gibi oromotor becerilerin gelişimi için; yüz ve ağız masajları, dil, çene, dudak egzersizleri, oral motor egzersizleri ve aktiviteleri, ağız içi duyusal uygulamaları kullanılır. Oral motor rehabilitasyonda; mobilizasyon teknikleri, manevralar  elektirik stimülasyonun yanında postüral kopmansasyonlarda kullanılır.

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Kognitif (Bilişsel) Terapi

BİLİŞSEL (KOGNİTİF) TERAPİ

Description: Bazı felçli bireyler planlama becerilerindeki sorunlar nedeniyle, fiziksel olarak yeterli olsalar dahi aktiviteyi nasıl yapacaklarını bilemezler. Bu nedenle felçli bireylerde kognitif terapinin önemi oldukça fazladır.

 

Bilişsel Terapi Nedir?

Kognitif (Bilişsel) fonksiyonlar farkına varma, algılama, mantıksal düşünme, lisan, hafıza ve muhakeme kurmayı içeren bilme yeteneği olarak tanımlanabilir. 

Bunlar,

  • Dikkat (sürekli, seçici, kaydırma), 
  • Algılama (görsel, uzaysal, işitsel, taktil), 
  • Oryantasyon , 
  • Hafıza (kısa dönem, uzun dönem, topoğrafik-yer hafıza), 
  • Yönetimsel fonksiyonlar (problem çözme ve hızlı karar verme,) 
  • Öğrenme ve bilgiyi kullanma, 
  • Karmaşık becerilerin kazanılması planlama, 
  • Organizasyon soyut düşünme, 
  • Matematiksel yeteneklerdir.

Kognitif fonksiyonlar günlük yaşamda anlamlı aktiviteleri yerine getirmemiz için bize izin veren mental süreçtir. Günlük işlerimizin çoğunu alışkanlık halinde rutin olarak yerine getiririz. Kognitif fonksiyonlar rutin ve rutin olmayan değişik aktiviteleri içerir. Rutin işlemler, çok az dikkat gerektiren otomatik yapılan işlemlerdir. Rutin olmayan işlemler ise; yeni işleme odaklanmak için dikkat kontrol mekanizmasına ihtiyaç duyulan işlemlerdir. Rutin olmayan işlemler yerleşene kadar pratik olarak uygulamayı gerektirir. Yeni durumlar, amacı yerine getirebilmek için planlama ve problem çözmeyi gerektirir.

Kognitif süreç bilgisi aktivite performans analizi, aktivite limitasyonları ve katılım kısıtlılıklarının tespitinde önemlidir. Kognitif fonksiyon bozukluklarında, alışkanlıklar, rutinler ve kişilerin rolleri etkilenir.

Bilişsel Terapide Ergoterapistin Rolü Nedir?

Ergoterapistler bilişsel problemlerin günlük aktiviteleri, sosyal etkileşmeleri ve rutinleri nasıl etkilediğini belirleme konusunda uzmandır. Ergoterapistin görevleri,

  • Özbakım faaliyetlerinde güvenlik, bağımsızlık ve performans yeteneğinin değerlendirilmesi
  • Dengenin korunması
  • Aile ve bakım verenin eğitilmesi
  • Akut bakım takibi
  • Dikkat, problem çözme ve algıda açıkları ele almak ve dürtüsel davranışları yönetmek için müdahale
  • Yemek yeme, banyo yapma, giyinme,bakım gibi temel günlük faaliyetlerin düzenlenmesidir.

 

Bilişsel Terapisinden Kimler Faydalanabilir?

  • Serebrovasküler olay
  • Cerebral Palsy
  • Travmatik beyin yaralanması
  • Beyin tümörü olanlar
  • Beyin enfeksiyonu geçirenler
  • Alzheimer
  • Demans
  • Parkinson
  • Down Sendromu
  • Otizm Spektrum Bozukluğu
  • Gelişimsel bozukluklar

Nörolojik problemi olan kişilerde kognitif bozukluklar sıklıkla fonksiyonel problemlere neden olur. Aktivite performansında azalma, objelerin tanınmasında problem veya olayların sıralanmasında bozuklukla kendini gösterebilir. Kendi aile bireylerini tanımayan, hafızada zorluk yaşayan, kendisine sorulan soruları cevaplamayan, dikkat problemi yaşayan bireylerle karşılaşılır. Bundan dolayı Ergoterapi uygulama çerçevesi sadece kişinin vücut yapı ve fonksiyonlarına göre değil, çevre ve aktivitenin özellikleri veya kişinin rolüne göre kognitif performans becerilerini ve aktivite için gerekli gereksinimleri de saptar.

 

Bilişsel Terapide Fonksiyonlar Nasıl Değerlendirilir?

Problemin saptanmasını ve bu problemin kişinin yaşamındaki etkisini anlamak için ilk olarak görüşme ve gözlem değerlendirme yöntemlerine başvurulur. Daha sonra standardize tarama ve değerlendirme testleri uygulanarak kognitif bozukluğun etkisini daha doğru saptamak amacıyla kullanılır.

 

Bilişsel Terapide Fonksiyonların Tedavisi Nasıl Planlanmalıdır?

  • Süreç eğitimi: Kognitif fonksiyonlar bileşenin altında yatan bütün fonksiyonlara odaklanarak
  • Strateji eğitimi: Telafi edici yaklaşımlara odaklanarak
  • Fonksiyonel aktivite eğitimi: Günlük yaşam aktivitelerine ve kognitif fonksiyonları eğitmeye yönelik
  • Eğitim: İçgörü geliştirmeye odaklanarak bu 4 aşamada kognitif rehabilitasyon gerçekleştirilir.

ERGOTERAPİSTLER bireye özgü bu yaklaşımlarıyla kişinin daha bağımsız ve katılımı kısıtlanmamış şekilde topluma dahil olmalarını sağlar.

Ergoterapistler bilişsel bozuklukları olan yetişkinler için hayati bir rol üstlenir.Yeni beyin yollarını kolaylaştırmaya yardımcı olur ve aktiviteleri uyarlayarak ve yeniden eğiterek işlevsel becerileri geliştirir.Kişilerin bakım, iş, eğlence ve topluluk faaliyetlerine daha kapsamlı olarak katılmalarını sağlamak, bakıcılar ve toplumsal kaynaklar üzerindeki yükü azaltırken, yaşam kalitelerini artırır.

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Lenfödem Rehabilitasyonu

LENFÖDEM NEDİR?

Lenfödem, vücuttaki kan dolaşımı dışındaki lenf dolaşımının doğuştan veya sonradan çeşitli nedenlerle bozulması sonucu, proteinden zengin sıvının birikimi olarak tanımlanır.

LENFÖDEM NEDEN OLUR?

Lenfödem primer ve sekonder olarak iki şekilde tanımlanır. Primer lenfödem, lenf dokusunun doğumsal olarak yokluğu ya da anormalliği sonucunda oluşur. Sekonder lenfödem ise lenf yollarında sonradan kaynaklanan bir sorun nedeniyle ortaya çıkan ve  klinikte daha sık karşılaşılan bir durumdur.

Lenfödem, herhangi bir kanser tipinde, ameliyat veya ışın tedavisi sonrası gelişebilir. Ancak özellikle meme, prostat ve alt karın bölge kanserleri sonrası gelişir. Meme ameliyatı sonrası koltuk altı lenf bezlerinin çıkarılması sonrası lenfödem gelişme sıklığı yaklaşık olarak %25’tir. 

Ameliyat ne kadar büyük olursa, çıkarılan lenf bezi sayısı ne kadar artarsa ve ameliyat sonrası ışın tedavisi uygulanmışsa lenfödem gelişme riski o kadar artmaktadır. Kola veya bacağa darbe, sıyrık-kesik, böcek ısırığı ve enfeksiyon gibi küçük yaralanmalar lenfödeme neden olabilir.

Ameliyat ve ışın tedavisinden 6-8 hafta sonra gelişen tip, daha yavaş iyileşir. En yaygın olan, aylar ya da yıllar içinde yavaş gelişen tiptir.

LENFÖDEM BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kolda veya bacakta sıkışma ya da dolgunluk hissi, ağrı, ağırlık, karıncalanma, şişlik ve kızarıklık, kol, el veya ayak bileğinde hareket zorluğu, saat, yüzük, bilezik ya da ayakkabının sıkması, deride gerginlik hissi, buna bağlı sıkıntı ve huzursuzluktur.

Yavaş yavaş şiştiğinde ölçüm yapılmadıkça, hasta, hasta yakınları veya doktor tarafından fark edilmeyebilir. Gözle fark edildiğinde çevre farkı tedavi edilmesi gereken düzeye gelmiş olabilir.

LENFÖDEMDE KORUNMA NASIL OLMALIDIR?

– Her şişliği önemsenmeli, hemen doktora başvurulmalıdır.
– Kol veya bacak temiz tutulmalı, cilt bakımı yapılmalıdır.
– Banyo sonrası ve gün içinde cilde nemlendirici sürülmelidir.
– Manikür yaptırılmamalıdır. Tırnak etlerini kesmek yerine geri itilmelidir.
– Her türlü basınç ve basıdan korunmaya çalışılmalıdır (tansiyon ölçtürme, kese yapma, kaşımak, vurmak, uygun olmayan masaj gibi).
– Riskli kol veya bacak ile ovma, çekme, itme gibi tekrarlayıcı hareketlerden kaçınılmalıdır.
– Ciltte sıyrık, çizik, böcek ısırığı olursa, sabun ile yıkayıp temiz tutulmalıdır. Anti-bakteriyel krem kullanılmalıdır. Açık yara varsa temizleyip kapatılmalıdır. Hafif yanıklarda soğuk uygulama sonrası, sabun ve su ile yıkayıp, korunmalıdır.
– Enfeksiyon açısından, kızarıklık, şişlik, ısı artışı, duyarlılık ve ateş gibi belirtilere karşı uyanık olunmalı, hemen doktora başvurulmalıdır.
– Kol veya bacak güneş yanığından korunmalıdır. Güneşten koruyucu kremler kullanılmalı ve güneş altında uzun süre kalmaktan kaçınılmalıdır.
– Fırından çıkan kapları, sıcak tencereleri tutarken mutlaka koruyucu eldiven kullanılmalıdır. Kaynayan su ve mikrodalga fırından çıkan yiyeceklerin buharına dikkat edilmelidir.
– Banyoda keseleme, lifleme yapılmamalıdır.
– Sauna, kaplıca gibi fazla sıcak ortamlardan veya yazın aşırı sıcakta dışarı çıkmaktan kaçınılmalıdır.

– Riskli koldan aşı olunmamalı, tansiyon ölçtürülmemeli, kan aldırılmamalıdır.
– Kullanılan giysilerin lastiklerinin sıkı olmamasına dikkat edilmelidir.

ŞİŞLİK OLURSA NE YAPILMALIDIR?

Hemen doktora başvurulmalı, daha önce bu deneyim yaşanmış bile olsa, doktor tarafından değerlendirilmesi uygun olacaktır.

TANI NASIL KONUR?

Tanı için en güvenilir ve basit yol, iki kol veya bacak arasındaki çevre ölçümlerini karşılaştırmaktır. Tanıda ayrıca doppler ultrasonografi ve lenf sintigrafisi gibi görüntüleme yöntemlerinden de yararlanılabilir.

TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Lenfödem tedavisi zaman ve sabır gerektirir ancak sonuç başarılıdır. Eğer kısa süre önce şişmiş ise tedavi daha kısa, eğer kol veya bacak uzun süredir şiş ise tedavi daha uzun sürecektir. Bu nedenle en kısa sürede tedaviye başlamak tedavi başarısını arttıracaktır.

Lenfödem tedavisinin en önemli hedefi; öncelikli olarak lenfödemin artışını engellemek ve mevcut ödemin azalması amacıyla lenfatik sistem akışının arttırılmasının sağlanmasıdır. Eklem hareket kısıtlılıklarını ve enfeksiyon oluşumunu önlemek de tedavinin birincil hedefleri arasındadır.

Ne kadar erken fark edilir ve tedaviye başlanırsa, tedavideki başarı şansı o kadar artar.

LENFÖDEM NASIL ETKİLER?

Lenfödem durumunda kolda veya bacakta enfeksiyon ya da pıhtı gelişebilir. Şişen kolun veya bacağın hareketi zorlaşır, zamanla kısıtlılık olur. Ağrı, oluşan yara ve çatlaklar  rahatsız edicidir. Kıyafet seçmek zorlaşır. Ruhsal sıkıntılar görülebilir. Tedavi edilmezse ilerleme olasılığı yüksektir. Lenfödemde şişliğin süresi ve kol/bacağın ne kadar şiş olduğu tedavi başarısını ve süresini etkiler.

TEDAVİSİ NASILDIR?

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekimi tarafından planlanan tedaviye uyum, tedavi başarısını etkiler. Tedavi bir aydan uzun sürebilir. Doğru uygulama yapılmazsa başarı sağlanamaz. 

Tedavide amaç, şişliği indirmek ve tekrar oluşmasını önlemeye çalışmaktır. Bunun için öncelikle doğru cilt bakımı yapılmalıdır. Kola veya bacağa uygun nemlendirici günde iki kez aşağıdan yukarı tek yönde uygulanmalıdır. 

Elle yapılan lenf drenajı tedavide oldukça önemlidir. Lenf drenajı, bu konuda eğitim almış deneyimli kişilerce uygulanmalıdır. 

Bundan sonraki aşama bandajlamadır. Çevre farkı fazla ise (iki kol veya bacak arasında 2- 2.5 cm) bandaj tedavisi başlanır. Yapılan bandaj tedavisi ve kullanılan malzeme özelliklidir. Kısa germeli bandaj ile çok katlı bir uygulama yapılır. 

Çevre farkı istenen sınırlara indiğinde, basınç giysisine geçilir.  Tedavide ayrıca basınç pompaları (pnömatik kompresyon cihazları) ve egzersizlerden yararlanılır. Egzersizler, takip döneminde tedavinin parçası olarak ve sonrasında da koruyucu amaçlı mutlaka yapılmalıdır.

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Robotik Rehabilitasyon

 

Roboti̇k Rehabi̇li̇tasyon Nedi̇r?

Robotik rehabilitasyon sistemleri, teknolojinin de ilerlemesiyle birlikte rehabilitasyon alanında kullanılmaya başlanmıştır. Robotik Rehabilitasyon Sistemleri yürüme güçlüğü görülen her hastalıkta kullanılabilmektedir. Özellikle nörolojik hastalıkların rehabilitasyonunda klasik rehabilitasyon uygulamalarının yanı sıra yeni teknolojik yaklaşımlardan biri olan robotik rehabilitasyondan da destek alındığında en üst düzeyde tedavi imkanı sağlanmaktadır. Robotik rehabilitasyon ile yalnızca yürüyemeyen hastalar değil aynı zamanda yürüme bozukluğu olan hastalar da fayda görmektedir.

Roboti̇k Rehabi̇li̇tasyon Si̇stemi̇ Hangi̇ Hastalıklarda Kullanılabi̇li̇r?

Robotik rehabilitasyon sistemi öncelikli olarak yürüme bozukluğu bulunan nörolojik hastalık gruplarında olmak üzere, denge kaybı yaşan hastalar ve yürüme fonksiyonlarında kayıp yaratan ortopedik cerrahi operasyonlardan sonra da kullanılabilir.

Tedavide sıklıkla robotik tedavisi kullanımına ihtiyaç duyan hastalar;

  • Hemiplejik hastalar: İnme (felç) geçiren hastalarda yürüme fonksiyonlarında kayıp yaşanmaktadır. Rehabilitasyon sürecinde hastanın doğru yürüme paterni kazanmasını sağlamak önemlidir. Yanlış gelişen bir yürüme paterni çoğunlukla kalıcı olabilmektedir. Bu nedenle tedavinin ilk dönemlerinde doğru yürüme paterninin geliştirilmesi, sonraki dönemlerde de bağımsız yürüme ve farklı zeminlerde yürüme aktivitesinin kazanılması için robotik rehabilitasyondan yararlanılabilmektedir.
  • Omurilik yaralanmalı hastalar: Düşme, trafik kazası veya herhangi bir travma nedeniyle omurilik yaralanması olan hastalarda, yürüme aktivitesinde kısmen veya tamamen kayıplar yaşanabilmektedir. Mobilizasyonun sağlanması da bu hastalar için çok önem taşımaktadır. 
  • Serebral Palsi (Beyin Felci): Serebral Palsili çocuklarda yürüme eğitimi verilmesi amacıyla uygulanan robotik rehabilitasyonda oldukça fayda sağlamakta ve rehabilitasyon programının bir parçası olarak uygulanmaktadır.
  • Multiple Skleroz ve diğer kas hastalıkları: Multiple Skleroz başta olmak üzere tüm kas hastalıklarının rehabilitasyonunda yürüme aktivitesinin tekrar kazanılması ve kasların bu aktiviteye uyumunun sağlanması için robotik rehabilitasyon kullanılmaktadır.
  • Parkinson Hastalığı: Parkinson tanısı konmuş hastalarda kısa adımlama paterni gelişmekte ve yürüme aktivitesi çoğunlukla etkilenmektedir. Robotik rehabilitasyon ile Parkinson hastalarına da doğru yürüme eğitimi verilerek günlük aktivitelerinde daha bağımsız olması hedeflenir.
  • Yürüme fonksiyonlarında kayıp yaratan ortopedik cerrahi operasyonlardan sonra: Bazı cerrahi ameliyatlardan sonra vücut ağırlığının belirli bir yüzdesi ile yürüme aktivitesine başlanması gerekmektedir. Bu tip durumlarda robotik rehabilitasyondan faydanılmaktadır.

 

Roboti̇k Rehabi̇li̇tasyon Si̇stemleri̇ni̇n Farkları Var Mıdır?

Robotik rehabilitasyon sistemlerinin end-effector ve exoskeloton olarak iki çeşidi vardır. Rommer Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde bulunan robotik rehabilitasyon sistemi bir end effector sistemdir yani kinematik zincirin son halkasından (ayaktan) makina yardımı ile desteklenir.

End effector sistemlerde kalça ve diz eklemi serbest olduğundan hastanın yürüme eğitimine aktif katılımı sağlanır. Hasta robotik rehabilitasyon sistemi ile birlikte hareket eder ve doğru zamanda, doğru kasını çalıştırmayı öğrenir. Bu da hastanın daha kısa zamanda yürümesini ve yürüyüşün daha kaliteli olmasını sağlar. End effector sistemler hastanın aktif katılımına izin verdiği için yürümeyi tekrar öğrenmede diğer sistemlere göre daha iyi sonuçlar verir.

Diğer robotik sistemlerden farklı olarak hasta iki nokta ağırlık taşıma  sistemiyle desteklenir ve bu sayede daha iyi bir gövde stabilizasyonu sağlanır. İki nokta ağırlık taşıma sistemi farklı yüklerde simetrik, asimetrik, dinamik ve statik ağırlık taşıma sistemi ile çalışma imkanı sağlar ve böylece kişinin ihtiyaçlarına uygun bir destek sistemi yaratılır. Mevcut robotik sistemlerin içerisinde sadece Woodway Lokohelp Robotik Rehabilitasyon Sistemi bu özelliğe sahiptir.

Merkezimizde bulunan Woodway Lokohelp Robotik Rehabilitasyon sistemi ile diğer pek çok sistemden farklı olarak değişik yüzeylerde yürüme eğitim çalışması yapılır. Eğim açısı (rampa) hastaların en büyük sıkıntı yaşadığı yokuş çıkma aktivitesini pratik yapmasına olanak sağlar. Bu mod kullanıldığında bacak arka grup kasları daha fazla aktive olur.