18 May 2020 by rommer 0 Comments

Lenfödem Rehabilitasyonu

LENFÖDEM NEDİR?

Lenfödem, vücuttaki kan dolaşımı dışındaki lenf dolaşımının doğuştan veya sonradan çeşitli nedenlerle bozulması sonucu, proteinden zengin sıvının birikimi olarak tanımlanır.

LENFÖDEM NEDEN OLUR?

Lenfödem primer ve sekonder olarak iki şekilde tanımlanır. Primer lenfödem, lenf dokusunun doğumsal olarak yokluğu ya da anormalliği sonucunda oluşur. Sekonder lenfödem ise lenf yollarında sonradan kaynaklanan bir sorun nedeniyle ortaya çıkan ve  klinikte daha sık karşılaşılan bir durumdur.

Lenfödem, herhangi bir kanser tipinde, ameliyat veya ışın tedavisi sonrası gelişebilir. Ancak özellikle meme, prostat ve alt karın bölge kanserleri sonrası gelişir. Meme ameliyatı sonrası koltuk altı lenf bezlerinin çıkarılması sonrası lenfödem gelişme sıklığı yaklaşık olarak %25’tir. 

Ameliyat ne kadar büyük olursa, çıkarılan lenf bezi sayısı ne kadar artarsa ve ameliyat sonrası ışın tedavisi uygulanmışsa lenfödem gelişme riski o kadar artmaktadır. Kola veya bacağa darbe, sıyrık-kesik, böcek ısırığı ve enfeksiyon gibi küçük yaralanmalar lenfödeme neden olabilir.

Ameliyat ve ışın tedavisinden 6-8 hafta sonra gelişen tip, daha yavaş iyileşir. En yaygın olan, aylar ya da yıllar içinde yavaş gelişen tiptir.

LENFÖDEM BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kolda veya bacakta sıkışma ya da dolgunluk hissi, ağrı, ağırlık, karıncalanma, şişlik ve kızarıklık, kol, el veya ayak bileğinde hareket zorluğu, saat, yüzük, bilezik ya da ayakkabının sıkması, deride gerginlik hissi, buna bağlı sıkıntı ve huzursuzluktur.

Yavaş yavaş şiştiğinde ölçüm yapılmadıkça, hasta, hasta yakınları veya doktor tarafından fark edilmeyebilir. Gözle fark edildiğinde çevre farkı tedavi edilmesi gereken düzeye gelmiş olabilir.

LENFÖDEMDE KORUNMA NASIL OLMALIDIR?

– Her şişliği önemsenmeli, hemen doktora başvurulmalıdır.
– Kol veya bacak temiz tutulmalı, cilt bakımı yapılmalıdır.
– Banyo sonrası ve gün içinde cilde nemlendirici sürülmelidir.
– Manikür yaptırılmamalıdır. Tırnak etlerini kesmek yerine geri itilmelidir.
– Her türlü basınç ve basıdan korunmaya çalışılmalıdır (tansiyon ölçtürme, kese yapma, kaşımak, vurmak, uygun olmayan masaj gibi).
– Riskli kol veya bacak ile ovma, çekme, itme gibi tekrarlayıcı hareketlerden kaçınılmalıdır.
– Ciltte sıyrık, çizik, böcek ısırığı olursa, sabun ile yıkayıp temiz tutulmalıdır. Anti-bakteriyel krem kullanılmalıdır. Açık yara varsa temizleyip kapatılmalıdır. Hafif yanıklarda soğuk uygulama sonrası, sabun ve su ile yıkayıp, korunmalıdır.
– Enfeksiyon açısından, kızarıklık, şişlik, ısı artışı, duyarlılık ve ateş gibi belirtilere karşı uyanık olunmalı, hemen doktora başvurulmalıdır.
– Kol veya bacak güneş yanığından korunmalıdır. Güneşten koruyucu kremler kullanılmalı ve güneş altında uzun süre kalmaktan kaçınılmalıdır.
– Fırından çıkan kapları, sıcak tencereleri tutarken mutlaka koruyucu eldiven kullanılmalıdır. Kaynayan su ve mikrodalga fırından çıkan yiyeceklerin buharına dikkat edilmelidir.
– Banyoda keseleme, lifleme yapılmamalıdır.
– Sauna, kaplıca gibi fazla sıcak ortamlardan veya yazın aşırı sıcakta dışarı çıkmaktan kaçınılmalıdır.

– Riskli koldan aşı olunmamalı, tansiyon ölçtürülmemeli, kan aldırılmamalıdır.
– Kullanılan giysilerin lastiklerinin sıkı olmamasına dikkat edilmelidir.

ŞİŞLİK OLURSA NE YAPILMALIDIR?

Hemen doktora başvurulmalı, daha önce bu deneyim yaşanmış bile olsa, doktor tarafından değerlendirilmesi uygun olacaktır.

TANI NASIL KONUR?

Tanı için en güvenilir ve basit yol, iki kol veya bacak arasındaki çevre ölçümlerini karşılaştırmaktır. Tanıda ayrıca doppler ultrasonografi ve lenf sintigrafisi gibi görüntüleme yöntemlerinden de yararlanılabilir.

TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Lenfödem tedavisi zaman ve sabır gerektirir ancak sonuç başarılıdır. Eğer kısa süre önce şişmiş ise tedavi daha kısa, eğer kol veya bacak uzun süredir şiş ise tedavi daha uzun sürecektir. Bu nedenle en kısa sürede tedaviye başlamak tedavi başarısını arttıracaktır.

Lenfödem tedavisinin en önemli hedefi; öncelikli olarak lenfödemin artışını engellemek ve mevcut ödemin azalması amacıyla lenfatik sistem akışının arttırılmasının sağlanmasıdır. Eklem hareket kısıtlılıklarını ve enfeksiyon oluşumunu önlemek de tedavinin birincil hedefleri arasındadır.

Ne kadar erken fark edilir ve tedaviye başlanırsa, tedavideki başarı şansı o kadar artar.

LENFÖDEM NASIL ETKİLER?

Lenfödem durumunda kolda veya bacakta enfeksiyon ya da pıhtı gelişebilir. Şişen kolun veya bacağın hareketi zorlaşır, zamanla kısıtlılık olur. Ağrı, oluşan yara ve çatlaklar  rahatsız edicidir. Kıyafet seçmek zorlaşır. Ruhsal sıkıntılar görülebilir. Tedavi edilmezse ilerleme olasılığı yüksektir. Lenfödemde şişliğin süresi ve kol/bacağın ne kadar şiş olduğu tedavi başarısını ve süresini etkiler.

TEDAVİSİ NASILDIR?

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekimi tarafından planlanan tedaviye uyum, tedavi başarısını etkiler. Tedavi bir aydan uzun sürebilir. Doğru uygulama yapılmazsa başarı sağlanamaz. 

Tedavide amaç, şişliği indirmek ve tekrar oluşmasını önlemeye çalışmaktır. Bunun için öncelikle doğru cilt bakımı yapılmalıdır. Kola veya bacağa uygun nemlendirici günde iki kez aşağıdan yukarı tek yönde uygulanmalıdır. 

Elle yapılan lenf drenajı tedavide oldukça önemlidir. Lenf drenajı, bu konuda eğitim almış deneyimli kişilerce uygulanmalıdır. 

Bundan sonraki aşama bandajlamadır. Çevre farkı fazla ise (iki kol veya bacak arasında 2- 2.5 cm) bandaj tedavisi başlanır. Yapılan bandaj tedavisi ve kullanılan malzeme özelliklidir. Kısa germeli bandaj ile çok katlı bir uygulama yapılır. 

Çevre farkı istenen sınırlara indiğinde, basınç giysisine geçilir.  Tedavide ayrıca basınç pompaları (pnömatik kompresyon cihazları) ve egzersizlerden yararlanılır. Egzersizler, takip döneminde tedavinin parçası olarak ve sonrasında da koruyucu amaçlı mutlaka yapılmalıdır.

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Robotik Rehabilitasyon

 

Roboti̇k Rehabi̇li̇tasyon Nedi̇r?

Robotik rehabilitasyon sistemleri, teknolojinin de ilerlemesiyle birlikte rehabilitasyon alanında kullanılmaya başlanmıştır. Robotik Rehabilitasyon Sistemleri yürüme güçlüğü görülen her hastalıkta kullanılabilmektedir. Özellikle nörolojik hastalıkların rehabilitasyonunda klasik rehabilitasyon uygulamalarının yanı sıra yeni teknolojik yaklaşımlardan biri olan robotik rehabilitasyondan da destek alındığında en üst düzeyde tedavi imkanı sağlanmaktadır. Robotik rehabilitasyon ile yalnızca yürüyemeyen hastalar değil aynı zamanda yürüme bozukluğu olan hastalar da fayda görmektedir.

Roboti̇k Rehabi̇li̇tasyon Si̇stemi̇ Hangi̇ Hastalıklarda Kullanılabi̇li̇r?

Robotik rehabilitasyon sistemi öncelikli olarak yürüme bozukluğu bulunan nörolojik hastalık gruplarında olmak üzere, denge kaybı yaşan hastalar ve yürüme fonksiyonlarında kayıp yaratan ortopedik cerrahi operasyonlardan sonra da kullanılabilir.

Tedavide sıklıkla robotik tedavisi kullanımına ihtiyaç duyan hastalar;

  • Hemiplejik hastalar: İnme (felç) geçiren hastalarda yürüme fonksiyonlarında kayıp yaşanmaktadır. Rehabilitasyon sürecinde hastanın doğru yürüme paterni kazanmasını sağlamak önemlidir. Yanlış gelişen bir yürüme paterni çoğunlukla kalıcı olabilmektedir. Bu nedenle tedavinin ilk dönemlerinde doğru yürüme paterninin geliştirilmesi, sonraki dönemlerde de bağımsız yürüme ve farklı zeminlerde yürüme aktivitesinin kazanılması için robotik rehabilitasyondan yararlanılabilmektedir.
  • Omurilik yaralanmalı hastalar: Düşme, trafik kazası veya herhangi bir travma nedeniyle omurilik yaralanması olan hastalarda, yürüme aktivitesinde kısmen veya tamamen kayıplar yaşanabilmektedir. Mobilizasyonun sağlanması da bu hastalar için çok önem taşımaktadır. 
  • Serebral Palsi (Beyin Felci): Serebral Palsili çocuklarda yürüme eğitimi verilmesi amacıyla uygulanan robotik rehabilitasyonda oldukça fayda sağlamakta ve rehabilitasyon programının bir parçası olarak uygulanmaktadır.
  • Multiple Skleroz ve diğer kas hastalıkları: Multiple Skleroz başta olmak üzere tüm kas hastalıklarının rehabilitasyonunda yürüme aktivitesinin tekrar kazanılması ve kasların bu aktiviteye uyumunun sağlanması için robotik rehabilitasyon kullanılmaktadır.
  • Parkinson Hastalığı: Parkinson tanısı konmuş hastalarda kısa adımlama paterni gelişmekte ve yürüme aktivitesi çoğunlukla etkilenmektedir. Robotik rehabilitasyon ile Parkinson hastalarına da doğru yürüme eğitimi verilerek günlük aktivitelerinde daha bağımsız olması hedeflenir.
  • Yürüme fonksiyonlarında kayıp yaratan ortopedik cerrahi operasyonlardan sonra: Bazı cerrahi ameliyatlardan sonra vücut ağırlığının belirli bir yüzdesi ile yürüme aktivitesine başlanması gerekmektedir. Bu tip durumlarda robotik rehabilitasyondan faydanılmaktadır.

 

Roboti̇k Rehabi̇li̇tasyon Si̇stemleri̇ni̇n Farkları Var Mıdır?

Robotik rehabilitasyon sistemlerinin end-effector ve exoskeloton olarak iki çeşidi vardır. Rommer Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde bulunan robotik rehabilitasyon sistemi bir end effector sistemdir yani kinematik zincirin son halkasından (ayaktan) makina yardımı ile desteklenir.

End effector sistemlerde kalça ve diz eklemi serbest olduğundan hastanın yürüme eğitimine aktif katılımı sağlanır. Hasta robotik rehabilitasyon sistemi ile birlikte hareket eder ve doğru zamanda, doğru kasını çalıştırmayı öğrenir. Bu da hastanın daha kısa zamanda yürümesini ve yürüyüşün daha kaliteli olmasını sağlar. End effector sistemler hastanın aktif katılımına izin verdiği için yürümeyi tekrar öğrenmede diğer sistemlere göre daha iyi sonuçlar verir.

Diğer robotik sistemlerden farklı olarak hasta iki nokta ağırlık taşıma  sistemiyle desteklenir ve bu sayede daha iyi bir gövde stabilizasyonu sağlanır. İki nokta ağırlık taşıma sistemi farklı yüklerde simetrik, asimetrik, dinamik ve statik ağırlık taşıma sistemi ile çalışma imkanı sağlar ve böylece kişinin ihtiyaçlarına uygun bir destek sistemi yaratılır. Mevcut robotik sistemlerin içerisinde sadece Woodway Lokohelp Robotik Rehabilitasyon Sistemi bu özelliğe sahiptir.

Merkezimizde bulunan Woodway Lokohelp Robotik Rehabilitasyon sistemi ile diğer pek çok sistemden farklı olarak değişik yüzeylerde yürüme eğitim çalışması yapılır. Eğim açısı (rampa) hastaların en büyük sıkıntı yaşadığı yokuş çıkma aktivitesini pratik yapmasına olanak sağlar. Bu mod kullanıldığında bacak arka grup kasları daha fazla aktive olur.

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Sporcu Rehabilitasyonu

Spor esnasında vücudun tamamının veya bir bölümünün normalden fazla bir kuvvetle karşılaşması sonucu dayanıklılık sınırları aşılabilir. Bu durum spor yaralanmaları denen sakatlıklara neden olur. Spor yaralanmaları sadece profesyonel sporcularda değil, sağlıklı kalmak için spor yapan kişilerde, sahne sanatçılarında ve diğer bazı meslek gruplarında da görülmektedir. 

Sporcu Rehabilitasyonu Nedir? 

Sporcu rehabilitasyonu sakatlanan kişilerin mümkün olan en kısa süre  içinde, yaralanma öncesi performans düzeylerine ulaşmalarını sağlamak amacıyla uygulanan tedavi yöntemlerinin tümünü içeren bilim dalıdır.

Sporcu rehabilitasyonu, oldukça uzun süre alan ve ekip çalışmasını gerektiren bir tedavidir. Bu ekibin içinde hastalığın uzmanı olan doktor ve fizyoterapist tedavi başlangıcında anahtar rol üstlenir. İlave olarak sakatlanma tipine göre değişmekle birlikte branş uzmanları, tıbbi teknisyen, laborant, hemşire, masör / masöz, ortez – protez teknikerleri de bu ekibin içinde görev alabilir. Gerektiği durumlarda kişinin antrenörü de sürece dahil edilmelidir. 

Sporcu Rehabilitasyonu Özellikleri Nelerdir? 

Normal rehabilitasyonda uygulanan yöntem ve yaklaşımlarla, her zaman hızlı sonuçlar alınamayabilir. Sportif ortamın yarışmacı doğası gereği rehabilitasyonun daha agresif bir şekilde planlanması gerekebilir. Bu nedenle spora özgü fonksiyonel egzersizleri de içeren bireyselleştirilmiş program ile, klasik temelli rehabilitasyon programlarının birleştirilmesi önem arz etmektedir.

Yaralanmış bölgedeki fonksiyon ile kondisyon kayıplarının önlenmesi, azaltılması, sporcu rehabilitasyonu için önemli ilkelerden birisidir. Yapılan müdahaleler ile bireyin yaralanma öncesindeki aktivite seviyelerine dönmeleri sağlanmaya çalışılır. 

Her yaralanma her sporcu ve spor dalı için farklı önemde olabilir. Medial epikondilit bir golf sporcusu için önemli iken, futbolcu için çok önem arz etmeyebilir. Bu nedenle her bir yaralanma o kişinin yapmış olduğu iş, spor göz önüne alınarak planlamalıdır. Tedavi protokolleri oluşturulurken, mutlaka bireysel farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır. 

Sporcu rehabilitasyonunda yapılacak müdahaleler konuya hakim lider bir hekim kontrolünde olmalıdır

Hayatını bedensel aktivite ile kazanan ( profesyonel sporcu, tiyatrocu, bale ve dans sanatçıları vb. gibi) bir çok hassas meslek grupları bulunmaktadır. Bu kişilerde oluşabilecek herhangi bir fiziksel sakatlık mesleklerinden uzak kalmalarına neden olacak, maddi ve manevi kayıplarla sonuçlanacaktır. Dolayısıyla normal fizik tedavi ve rehabilitasyon hastasından farklı olarak, bu kişilerin en kısa sürede normal çalışma  düzenlerine kavuşmaları büyük önem taşıyacaktır.

Sporcu rehabilitasyonunda yaralanmalara müdahale etme süresi de çok önemlidir. Sakatlığa yapılan acil müdahale ile işlev ve fonksiyon kayıplarında azalma gözlenirken, geç kalınması durumlarında ise  geri dönme sürelerinde belirgin uzamalar olabilmektedir. 

Sporcu Rehabilitasyonunda Neler Amaçlanır? 

Sakatlanan sporcu veya profesyonel meslek sahibinin becerilerine tekrar kavuşabilmesi, hem sağlık hem de ekonomik boyutta birincil önemdedir. Tedaviden beklentiler; 

  • Ağrının giderilmesi ve inflamasyon‘un azaltılması (bu amaçla istirahat, soğuk uygulama, kompresyon, elevasyon ve stabilizasyon yöntemleri uygulanır), 
  • Kas kuvveti, dayanıklılığın yeniden kazanılması, 
  • Sakatlığa sonucu meydana gelen hareket kısıtlayıcı faktörlerin ortadan kaldırılması ve eklem hareket açıklığının normale döndürülmesi, 
  • Kaybedilen kondüsyonel özelliklerin geri kazanılması,
  • Kişinin mesleğine özgü olan becerilerinde geri kazanımlar, 
  • Aerobik kapasite ve dayanıklılığın yeniden sağlanması. 

Tüm bunların uygun zamanlarda, uygun tempoda ve doğru programlarla uygulanması ve geliştirilmesi rehabilitasyonun temel unsurlarındandır. Tam anlamıyla sahalara, sahnelere dönüş bu özelliklerin tamamlanması ile mümkün olacaktır. 

Spor yaralanmalarının oluşmasında antrenman teknikleri ve sporda kullanılan ekipmanlarda önemli rol oynayabilir. Bu hususlar da dikkate alınmalıdır.

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Kardiopulmoner Rehabilitasyon

KARDİOPULMONER REHABİLİTASYON

Pulmoner rehabilitasyon tıp gündemine nispeten geç gelmiş bir konudur. Pulmoner rehabilitasyon denince ilk akla gelen hastalıklardan birisi KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) olsa da, daha birçok solunum yolları hastalıklarında uygulama alanları bulunmaktadır.

Egzersiz, pulmoner rehabilitasyon programlarının en önemli bölümünü oluşturmaktadır. Egzersiz ile kalp ve akciğer fonksiyonları düzelmekte, kaslar güçlenerek nefes darlığı hissi azalmaktadır. 

Pulmoner rehabilitasyonda egzersiz programları, bireysel ihtiyaçlara göre belirlenmelidir. Tek veya grup içinde uygulanacak şekilde yürüme, bisiklete binme, treadmill (yürüme bandı) gibi aerobik ve güçlendirme tarzında olan egzersiz programları ilk tercih edilecekler içinde olmalıdır. Ayrıca solunum egzersizleri, gevşeme, günlük aktiviteler sırasında enerji kullanım teknikleri ve nefes darlığını azaltma yöntemleri de pulmoner rehabilitasyon programının diğer parçalarını oluşturmalıdır.

Pulmoner Rehabilitasyon Nedir? 

Pulmoner rehabilitasyon, klinik ve/veya fizyolojik olarak solunum hastalığı olan bireylerin, günlük kişisel ve yaşam fonksiyonlarını en üst düzeyde sürdürebilmesi için kullanan bir tedavi yöntemi olarak tarif edilebilir. Solunum problemi olanlar, nefes darlığı gelişme korkusu nedeni ile fiziksel aktivitelerini kısıtlarlar. Fiziksel aktivite kısıtlandığında ise güç ve dayanıklılık azalacaktır. Ayrıca işinin hayat memnuniyet derecesi ve bağımsızlık derecesi de düşecektir.

Pulmoner Rehabilitasyon Kimlere Uygulanır?

Egzersiz olarak dayanıklılık (aerobik, endurans) ve güçlendirme (rezistans) egzersizleri ile solunum kasları egzersizleri planlanmalıdır. Egzersiz eğitimi bireyin gereksinimine göre adapte edilmelidir. Pulmoner rehabilitasyonun uygulandığı hastalıklar; 

  • Obstrüktif akciğer hastalıkları, (KOAH, astım, bronşektazi, kistik fibrozis) 
  • Restriktif akciğer hastalıkları, (interstisyel akciğer hastalıkları, göğüs duvarı hastalıkları, nöromusküler hastalıklar) 
  • Diğer (akciğer maligniteleri, primer pulmoner hipertansiyon, pre/post kardiyak cerrahi, ventilatör bağımlı hastalar vb.) şeklinde sıralanabilir.

Pulmoner Rehabilitasyon Tedavisinde Hedefler Neler Olmalıdır? 

  • Egzersiz kapasitesinin, kas direnci ve dayanıklılığının artırılması, 
  • Önerilen tedavilere uyum yükseltilerek, akciğer hastalığı ile ilgili farkındalığın artırılması,
  • Semptomların şiddet ve sıklığının düşürülmesi, böylece etrafa bağımlılığın azaltılması, 
  • Kişide fonksiyonel ve psikolojik durumun en üst düzeye getirilmesi, motivasyonun artırılması, 
  • Günlük yaşama katılım ve yaşam kalitesinin arttırılması, 
  • Hastalığın kontrolü sağlanarak,yaşam süresinin uzatılması. 
  • Hastaneye başvuru ve yatışların azaltılması.

Pulmoner Rehabilitasyonda Uygulanan Egzersiz Yöntemleri Nelerdir? 

  • Aerobik (dayanıklılık egzersizleri): Bu egzersizler ile kaslardaki damarlaşma artmakta, kasların protein ve miyoglobin içerikleri artmaktadır. Böylece oksijenin kas dokusunda dağılımı da kolaylaşmaktadır. İskelet kaslarının aerobik kapasitesinin artması sonucunda nefes darlığında iyileşme gözlenmektedir. Günlük yaşam aktivitelerinde, fonksiyonel yeteneklerde gelişmeler meydana gelmekte, bunların sonucu olarak da yaşam kalitesinde artış gözlenmektedir. 

Genellikle hastaların alt ekstremiteleri için koşu bandı, serbest zamanlı yürüme veya bisiklet ergometresi uygulanmalıdır. Bu grup egzersizler, geniş kas kitlelerini etkileyecektir. 

  • Kas güçlendirme egzersizleri: Bu tür egzersizler aynı zamanda genel sağlık durumu üzerinde de oldukça olumlu etkileri olan egzersizlerdir. Hız, denge ve koordinasyonu olumlu yönde etkilemektedir. Bu grupta üst kol ve sırt kaslarının güçlendirilmesi hedeflenmelidir. 
  • Üst ekstremite ve omuz kuşağı egzersizleri: Gövde üst kısmında bulunan omuz kuşağı adını verdiğimiz kasların da solunuma katkıları bulunmaktadır. Bu kasların ağırlık egzersizleri ile geliştirilmesi solunum fonksiyonlarını düzeltecektir. Yüzme gibi egzersizler üst ekstremitedeki bu grup kasların gelişimini artıracaktır. 
  • Solunum kasları egzersizleri: Özellikle bu grup kaslarda oluşabilecek fonksiyon yetersizliği, başta KOAH olmak üzere bütün akciğer hastalarında nefes darlığı ve egzersiz kısıtlanmasına neden olurlar. Solunum kaslarında kuvvet ve dayanıklılığı arttıran egzersizler, egzersiz kapasitesi ve yaşam kalitesini yükseltecektir. Bu amaçla solunum kaslarını güçlendirmeye yönelik çeşitli çalışma metodları bulunmaktadır. Periferik kasları güçlendirme ve dayanıklılık egzersizlerine rağmen, solunum yolları ile ilgili semptomların devam etmesi durumunda , solunum kaslarına yönelik egzersizler uygulanmalıdır. 

Bu egzersiz yöntemleri dışında, solunum yolu hastalıklarında kullanılan birçok farklı egzersiz şekilleri de bulunmaktadır. Hepsinin temel amacı solunum kasları başta olmak üzere, kas kuvveti ve gücünün arttırılmasına yöneliktir. 

KOAH’lı Hastada Pulmoner Rehabilitasyonun Faydaları Nelerdir? 

Pulmoner rehabilitasyon programı, KOAH’lı hastalarda kombine edilerek uygulanabilir. Bu sayede egzersiz kapasitesinde artma ve kas kuvvetinde anlamlı derecede düzelmeler sağlanabilir. Eğitim programlarında bisiklete binme, merdiven inip çıkma, yürüme gibi egzersizler kas kütlesini ve kuvvetini arttırmaya yönelik olacak şekilde kombine edilmelidir. KOAH’lı hastalarda pulmoner rehabilitasyonun faydaları;

  • Egzersiz kapasitesini arttırma, 
  • Yaşam kalitesini iyileştirme, bağımsızlığı artırma, 
  • Hastane başvuru ve hastane yatış sürelerinde azalma, 
  • KOAH’la ilgili anksiyete ve depresyonda azalma, 
  • Kas direncini ve dayanıklılığı artırma olarak sıralanabilir.

18 May 2020 by rommer 0 Comments

Pelvik Taban Rehabilitasyonu

PELVİK TABAN REHABİLİTASYONU NEDİR?

Pelvik taban kasları, pelvis kemiği (leğen kemiği) içerisinde bulunan idrar kesesine, bağırsaklara, kadınlarda rahime ve erkeklerde prostata destek sağlar. Bu nedenle pelvik taban kaslarında oluşan bir bozukluk bu organların işlevini düzgün yapmasına engel olur. Aynı zamanda bu organlarda oluşan bozukluklar da pelvik taban kaslarında fonksiyon bozukluğuna neden olur. 

Pelvik taban rehabilitasyonu, pelvik taban kas fonksiyonunu optimize etmeyi amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Rehabilitasyonda hedef kasların dengeli ve koordineli çalışmasını sağlamaktır. Bu alanda uzman terapistler tarafından uygulanan bir yöntemdir. 

Kadınlarda hamilelik, doğum, menopoz dönemlerinde pelvik taban kasları etkilenir. Erkeklerde ise prostata ait problemler pelvik taban bozukluklarına neden olur. Ayrıca karın-genital bölge cerrahileri, fazla kilo, kronik öksürüğe neden olan hastalıklar da pelvik taban problemlerine neden olabilir. Bu dönemlerde pelvik taban rehabilitasyonu oluşan bozukluklarda sorunların giderilmesine yardımcı olur. 

Pelvik Taban Rehabilitasyonunun Faydaları Nelerdir?

  • Pelvik taban kas fonksiyonlarının düzenlenmesini sağlar.
  • Pelvik taban bölgesinin dolaşımını arttırır.
  • Bel, kalça ve solunum fonksiyonlarının düzenlenmesini sağlar.
  • İdrar ve dışkı fonksiyonlarının düzenlenmesini sağlar.
  • Cinsel bozuklukların giderilmesinde yardımcı olur.
  • Yaşam kalitesini arttırır.

Pelvik Taban Rehabilitasyonunun Uygulama Alanları Nelerdir?

  • Sık idrara çıkma: Günde 7 defadan fazla idrara çıkmak normal değildir ve bu durum tedavi gerektirir.
  • İnkontinans: İdrar veya dışkı kaçırma anlamına gelir. Öksürme, gülme, hapşırma, egzersiz yapma sırasında idrar veya dışkı kaçırmak normal değildir. 
  • İdrar/dışkı boşaltma güçlüğü: Boşaltım sürecinde tam rahatlama hissetmemek, doluluk hissetmek boşaltım işleminin tam olmadığı anlamına gelmektedir. Ayrıca boşaltım işlemi sırasında ağrı hissetmek ve uzun süren bir uğraşla boşaltımı sağlamak normal değildir.  
  • Gece yatak ıslatma: Çocuklarda 5 yaşından sonra gece yatak ıslatmak normal değildir.
  • Kabızlık: Haftada 3 defadan az dışkılamak kabızlık göstergesidir. Dışkılama sırasında ağrı hissetmek, tam boşaltım sağlayamamak, aşırı ıkınmak kabızlığın diğer bulgularıdır.
  • Kronik pelvik ağrı: Alt karın, bel, kalça ve genital bölgede hissedilen ağrıdır. Bu durum bölgedeki kas-iskelet sistemi bozukluklarından kaynaklanabilir. Endomtriozis, ağrılı mensturasyonda sık karşılaşılan bir durumdur.
  • Ağrılı cinsel ilişki/Vajinismus: Cinsel ilişkiye girememe veya cinsel ilişki sırasında ağrı yaşanması durumudur. Gergin pelvik taban kasları bu duruma neden olabilir.

Pelvik Taban Rehabilitasyonu Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

  • Hasta Eğitimi
  • Pelvik Taban Egzersizleri
  • Manuel Terapi 
  • Biofeedback Uygulamaları
  • Elektrik Stimulasyonu

Pelvik Taban Rehabilitasyonu Kimlere Uygulanır?

Pelvik taban rehabilitasyonu pelvik taban sorunu yaşayan tüm hastalarda uygulanabilir. Kadın, erkek ve çocuklarda uygulanan yöntemler birbirinden farklıdır. Kişinin yaşına, cinsiyetine ve klinik durumuna uygun yöntemler belirlenerek tedavi uygulanır. Ayrıca nörolojik hastalar da tedaviden fayda görmektedir.

ROMMER’de Pelvik Taban Rehabilitasyon Uygulaması Nasıl Yapılır?

Merkezimizde pelvik taban rehabilitasyonu uzman hekim tarafından tanısı konmuş hastalara uygulanır. Tedaviye gelen hasta detaylı olarak değerlendirilir ve hastaya özel, bireysel bir tedavi programı oluşturulur. Hastanın ihtiyacına uygun yöntemler belirlenerek tedavi başlatılır. Tedavi programı hastanın ilerleyişine uygun olarak sürekli revize edilir.